IT birimlerini küçülttüğü için kurum bilişim elemanlarınca pek de sevilmeyen bulut teknolojisi, bu alanda faaliyet gösteren şirketlere hızlı büyüme getiriyor.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL – Stephen Symes’ın 1995 yılında, henüz ‘bulut’ kavramının dahi bilinmediği günlerde Türkiye’de kurduğu şirket, son dönemde hızlı büyümesi ile dikkat çekiyor. Inspark, son olarak Deloitte tarafından Türkiye’nin ve bölgenin en hızlı büyüyen şirketleri arasında gösterildi. Euro bazında yüzde 710’u bulan 5 yıllık büyümeye imza atan Inspark’ın Yönetim Kurulu Başkanı Stephen Symes, gelecekten de umutlu. Symes, kurumlarda bilişim alanında çalışan sayısını oldukça azaltan bulut çözümleri nedeniyle Inspark’ın bu alanda çalışan profesyonellerce çok sevilmediğini ancak müşterilerine önemli bir maliyet avantajı kazandırdıklarını söyledi. Symes, bulut teknolojisinin yüksek boyutlu bilgiyi kolayca saklama ve yönetme kabiliyeti verdiğini anlattı. Symes, “Bizi CIO’lar çok iyi anlıyor ancak şirketlerin bilişim birimleri bir tehdit olarak görebiliyor” dedi.
Inspark 1990 yılında İngiltere’de kurulmuş, 5 yıl sonra ise Türkiye ofisi açılmış. Dünyanın en önemli web tabanlı CRM sistemlerinden Salesfore.com’un da Türkiye temsilcisi olan Inspark, bu ortaklığı 7 yıldır sürdürüyor. Son 5 yıldır sistemin Türkçe versiyonunu piyasaya sunduklarını anlatan Symes, bu sayede 175 kurumsal müşteriye ulaştıklarını anlattı. “Bulut bilişimin en önemli getirisi IT sektörünün demokratikleşmesi” diyen Symes, müşterileri arasında çok büyük şirketler gibi KOBİ ölçeğinde şirketler de olduğunu belirtti.
Inspark Genel Müdürü ve ortağı Serdar Susuz ise müşterileri ile ilişkilerinin uzun vadeli olduğunu, yıllar boyunca çalışılan bir şirket olma hedefine ulaştıklarını vurguladı.
Ar-Ge de yapıyor
Inspark’ın Ar-Ge çalışmalarına da imza attığını, bilişim alanında yeni ürünler geliştirmek için çalışmalar yaptıklarını anlatan Yönetim Kurulu Başkanı Symes, bu kapsamda bulut yazılım çözümleri geliştirdiklerini söyledi. Symes, “Bu öyle bir platform ki sizi sadece Türkiye ile sınırlı kılmıyor. Böyle ülkelere de bulut yazılım çözümlerimizi sunabiliyoruz” dedi. Türkiye’de şirketlerin enflasyon sonrası dönemde kar edebilmek için çok daha verimli çalışmasının gerektiğini ve bu değişimle Inspark gibi şirketlere ihtiyacın arttığını anlatan Symes, hızlı büyümelerinde Türkiye ekonomisindeki hızlanmanın da etkisinin olduğunu vurguladı.
Nesnelerin interneti geliyor
Peki gelecekte işler nasıl şekillenecek? Serdar Susuz, Inspark’ın 2014-2015 yıllarında “Nesnelerin Interneti” (Internet of Things) konusunda yatırımlarını artıracağını söyledi. Susuz, “Örneğin TÜBİTAK desteği ile geliştirdiğimiz Strigus çözümümüzün nesneler ile konuşması için ikinci Ar-Ge projemizi 2013 içinde başlatacağız” dedi. Susuz, yeni bir kavram olan nesnelerin internetini ise şöyle anlattı:
“Gartner firması 2017 yılına kadar 19 milyar cihazın internete bağlanacağını öngörüyor. Buzdolapları, arabalar, makinalar, bileğe takılan her türlü sağlık bilgilerini okuyan bileklikler gibi bir çok nesne internet üzerinden kontrol edilebilecek, servis işlemleri yapılabilecek, arızalar olmadan önce tespit edilebilecek. Hastalıklar ilk aşamada tespit edilebilecek ve sürdürülebilir bir günlük yaşam ortamı yaratılacak. Bu verimlilik artışı çevre kirliliğini de azaltan bir faktör olacak. Tabii bulut bilişim bu kadar yüksek miktarda bilgiyi işleyebilen tek teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Hayatın her alanında nesneler internet ile zaten konuşmaya başladı ve değişim başladı. Bunun gittikçe hız kazanacağını öngörüyoruz. Inspark da Bulut Bilişim’de olduğu gibi Internet of Things konusunda da öncü olacak ve bu alanda da büyümemizi sürdüreceğiz.”
Serdar Susuz: Türkiye’de kurumlarda güven problemi var
Inspark Genel Müdürü Serdar Susuz, Inspark olarak bulut teknolojisine odaklanmalarının ardında uzun yıllar önce yaşadıkları bir ‘teknolojik felaket’in yattığını anlattı. Ofise geldiklerinde tüm sistemlerinin çöktüğünü gördüklerini, bunun üzerine bulut sistemine geçtiklerini aktaran Susuz, “Bütün verilerimizi internet üzerinden cep telefonumuzdan bile yönetebilmeye başladık. Server kullanmamıza gerek kalmamıştı. O kadar avantajlıydı ki bunu diğer şirketlere de sunmak istedik” dedi. Ancak Serdar Susuz’a göre özellikle bilişim sektöründe bir güven problemi var. Susuz şöyle konuştu:
“Yurtdışında bir şirketle çalıştığınızda bir telekonferans yapıp, 6 aylık bir deneme süreci için el sıkışırsınız. Türkiye’de ise güven konusunda özellikle bizim alanımızda bir sıkıntı gözlemliyoruz. Kurumsal şirketler, uluslararası şirketler böyle değil tabii. Ne yapmak istediklerini biliyorlar. Onlarla çalışmak çok daha kolay.”